Herbert Marcuse

19 Temmuz 1898’de Berlin’de doğdu, 29 Temmuz 1979’da Stranberg (FAC’de) kentinde öldü. Varlıklı bir Yahudi ailenin oğlu olan Marcuse, 1918’de üyesi olduğu Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nden, bir yıl sonra, K. Liebknect ve R. Luxemburg’un askerlerce öldürülmelerinin ardından ayrıldı. 1922’de Freiburg Üniversitesi’nde Hegel üstüne hazırladığı bir tezle felsefe doktoru unvanı aldıktan sonra, 1922-1932 arasında aynı üniversitede felsefe araştırmalarını sürdürdü ve Frankfurt Okulu’nun kuruluşuna katkıda bulundu; burada T.W. Adorno ile birlikte, 1936’da Paris’te yayımlanan “Otorite ve Aile” konulu araştırmayı gerçekleştirdi. 1933’te Hitler’in iktidara gelmesinden sonra, Cenevre’ye ve Paris üzerinden, 1934’te ABD’ye gitti.
1941’de yayımlanan Reason and Revolution (Us ve Devrim) adlı kitabında Hegel’i savunan Marcuse, liberalizmi kapitalizmin rekabetçi evresinin, faşizmi de tekelci evresinin ideolojisi olarak tanımlayarak liberalizm ile faşizm arasında yakın ilişkiler bulunduğunu öne sürdü. 1958’de Soviet Marxism (Sovyet Marksizmi) adlı kitabında, bu ülkeyi ABD gibi sanayi toplumu olmayı amaçladığı ve baskıcı bir yönetimi olduğu gerekçeleriyle eleştirdi. Aynı yıl yayımlanan ünlü Eros and Civilisation (Aşk ve Uygarlık) kitabında Freudcu ve Marksist kavramları kullanarak yabancılaşma sorununu irdeledi; cinselliğin baskı altında tutulduğu çağdaş sanayi toplumlarını eleştirdi ve “baskısız uygarlık”ın olanaklı olduğu görüşünü savundu. 1964’de yayımladığı One-Dimensional Man’de (Tek Boyutlu İnsan) ise özellikle ABD’deki baskıcı düzen üstünde durarak ürünlerin ve hizmetlerin bolluğunun yabancılaşmayı beslediğini, kişilerin bir araç, dolayısıyla da “köle” durumuna geldiğini öne sürdü; çağdaş sanayi toplumlarında “eleştirici bilinç”in eksikliğinden yakındı.

Gösterilen sonuç sayısı: 4

0