Açıklama
Geçmişimizi bir yük olarak sırtımızda taşıyorduk. Geçmişimiz bizi, bugün olduğumuz şey yapıyordu ve mesele onunla iyi geçinmekti. Hayat bir mücadele değil, bir yüktü. İnsan onu taşımak zorundaydı. Taşıyabildiği kadar. İlk nefesten itibaren karşı karşıya kalınan bir görev. İnsan her zaman işbaşındaydı. Asla bir hastalıktan ölmezdi, onu geçmişi öldürürdü. Bizi bu Şimdiye hazırlamayan bir geçmiş.
İnge Lohmark uyumun her şey olduğunu biliyor. Ne de olsa otuz yıldır biyoloji öğretmeni. Çalıştığı okulun dört yıl içerisinde kapatılacağı artık değiştirilemez; çalıştığı eyalette çocukların sayısı giderek azalıyor. Lohmark’ın Doğu Almanya zamanlarında inek dölleme kurumunda çalışan kocası, şimdilerde devekuşları yetiştiriyor. Kızı Claudia ise seneler önce Amerika’ya göçtü, zaman zaman haberleşiyorlar. Etrafındaki herkes, Lohmark’ın günbegün derslerde büyük bir inançla savunduğu doğanın bilindik seyrine kendisini kapatıyor. Lohmark’ın evrim temelli dünya görüşü çatırdamaya başlıyor ve biyoloji öğretmeni giderek daha garip yöntemlerle artık kurtarılması mümkün gözükmeyen şeyleri kurtarmaya çalışıyor.