Açıklama
Varlık Tutulması Sartre’ın varoluş felsefesini odağına alarak ilerleyen varoluşçu tiyatro üzerine yapılmış ilk kapsamlı çalışmadır. Elinizdeki kitabın ana eksenini Varlık ve Hiçlik düşüncesi oluşturmaktadır. Jean-Paul Sartre’ın varoluşçuluk felsefesindeki varlık katmanları eşliğinde, onun tiyatro oyunlarında bu kavramların ele alınış biçimlerini eleştirel bir perspektiften kendi tekilliği içerisinde konumlandırarak olası tüm yorumlara bir parantez açma niyeti taşımaktadır. Hem çağdaş düşüncede yerini sağlamlaştıran ontolojik yönelimiyle hem de tiyatro yapıtlarında dışarısının özgüllüğünü ve tekilliğini ısrarla vurgulayan tiyatro anlayışıyla varlıktan gelen bir temsil biçimine olanak sağlayan Sartre ve varoluşçu tiyatrosu üzerine yeni bir açılım sağlamayı öngören Varlık Tutulması kendi eleştirel yöntemini olabildiğince bağlantısız bir uzamda kurmuştur.Sartre’ın tiyatrosunun sonsuz güç istenci, bilinçaltı döngüsü, düşüşe ve olanaksız kurtarılışa olan bakışı onun bir anlatı ustası, denemeci, romancı ve filozof olarak tüm yapmak istediklerine karşılık gelen bir tamamlayıcılığa sahip olmasını sağlamıştır. Sartre’ın gerçeği budur. Onun tüm eserleri farklı alanlarda da olsa hep varoluşçu bir özün olabilirliği ve ekonomi-politiği üzerinden ilerler. O nedenle Sartre’ın tiyatro anlayışını biraz da kendi döneminin siyasal, yazınsal ve felsefi çevriminin olanaksız zamanında aramak gerekir. Varlık Tutulması bir anlamda Sartre’ın oyunlarının deşifre edilmesi gereken mesajının, hangi anlam alanları içerisinde teatral estetiğin bir dolayımlayıcısı kılındığının izini süren bir yapıt. Sartre’ın tiyatrosunun kurgusu, kişiler-arası ve öznelerarası ilişkileri oldukça nettir. İmaları, sahne kurgusu, yönelimsel ortaklıkları ise sahne üstünde Lacan’ın adına kesinlik dediği şeyin uğrağını oluşturur. Sartre’ın kaydettiği, gösterenler aracılığıyla tahakküm altına aldığı bu kesinlikler, varoluşçu kahramanın “Ben bir tuzağım” dediği noktadan sonra başlar. Bu açık görüşlü kesinlik, başkasının yüzüne savrulmuş bir hiçliktir. Varoluşçu kahraman o nedenle “Hiçbir şey değilsin” der. “Yeryüzünde senden hiçbir şey yok artık: senin olan ne varsa burada şimdi.”Burada olanın ardına düşmek için Sartre’ın dünyasına yapılmış bir yolculuğun kayıtlarını tutan bu kitap örgülerini ilerleyen her satırda daha da sıklaştıran yapısıyla okuru varlık yitimi içerisinde yepyeni bir başkalık bilgisine tanıklık etmeye davet ediyor.