Açıklama
Yirmi birinci yüzyılın yirmi yılı geride kalmışken ve 2000’li yıllarda cep telefonları, internet, sosyal medya, Twitter, Facebook gibi mecralarla tanıştıktan sonra televizyon üzerine yazılmış bu kitabın hâlâ güncelliğini koruması nasıl mümkün? Televizyon, izlenme şekli, hayatlarımızdaki yeri ve konumu, internet yayıncılığı ve “yeni medya” unsurları karşısında önemli dönüşümler geçirmiş olsa da bu kitapta yazılan eleştiriler günümüzdeki deneyimlere ışık tutmaya devam ediyor. Medyanın kendisini mesaj olarak gören, haberler dahil her türlü “içeriği” eğlence unsuru haline getiren, bilgiyi bağlamından koparan ve yazılı değil de görselliğe ve parçalanmışlığa dikkat çekip bunu yazılı basın ve gazetelerle kapsamlı bir şekilde karşılaştıran Neil Postman, bize aslında TV’nin çok daha ötesine uzanan, medya okur yazarlığına ve eleştirmenliğine kavuşmamızı sağlayan ufuklar açıyor.
Bunu yaparken en önemli tezi de sonumuzu getirecek olanın, Orwell’in 1984’ündekine benzer bir denetlemeden ziyade Huxley’in Cesur Yeni Dünya’sındaki gibi eğlencenin hâkim olduğu, her şeyin bağlamından kopup anlık ve gündelikleştiği bir hayat olacağı yönünde.