Açıklama
Tavandaki Kukla intikamcı bir kadının hikâyesi… Ama aynı zamanda “suç”, “ceza” ve “intikam” üzerine düşünmeye davet eden bir yeraltı kitabı… İnsanlığın “ilkel” diye adlandırılan döneminde kişi sorununu kendi çözerdi. “Uygarlık”la birlikte “toplumsal sözleşmeler” yapıldı ve “ceza”verme görevini devlet üstlendi. Peki, verilen her “ceza” mağdurdaki hasarı onarıyor, intikam isteğini dindiriyor, barışa imkân veriyor mu? Ya da verilen “ceza” tecavüz edilen kadınlardaki yarayı sarabilir mi?”İmkânsızın kıyısında öfkeli ve eğri bir hayat yaşamayı seçmişlerin” hayatlarının anlatıldığı Beyaz Zenciler‘le kendisine haklı bir hayran kitlesi edinen Ingvar Ambjørnsen bu kez insan ruhunun karanlıklarına iniyor. Tecavüz edildikten sonra intihar girişiminde bulunan ve hayatını bir akıl hastanesinde geçirmek zorunda kalan kız kardeşinin intikamını almak isteyen bir kadının intikam yolculuğunu anlatıyor. Ayrıntılı planlar yaparak intikamını zamana yayan, tek ve ölümcül bir darbe vurmak yerine acıyı sürekli kılmayı seçen bir kadın bu.Kadın, kız kardeşinin yıllar süren suskunluğuna dayanamaz ve bir gün bilincinin derinliklerinde kapalı duran odaların birinden çıkmaya karar verir…
“Tavandaki Kukla bizi kuşatan ıstıraplara dair gözlemlerimizin ve deneyimlerimizin acıyan noktalarının romanı. Ambjörnsen bir cerrah hassasiyetiyle edebi bistürisini bu noktaları yarmakta kullanıyor.Acıttığı da kesin, çünkü ciddi bir ameliyat bu.” Öysten Rottem
“Ambjørnsen’in saplantının içyüzünü özgün ve inandırıcı bir biçimde gösteren anlatım yöntemi hayranlık uyandırıyor. Okuru sarsıp bırakan kitabın yazınsal kalite açısından en üst düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. Yazar şeytani yoğunluktaki anlatımıyla psikozun yaşattığı acılardan okura da bir doz aktarmayı başarıyor. Tavandaki Kukla romanıyla Ambjørnsen yazarlığının çerçevesini genişletiyor. Şimdiye dek yazdığı en karanlık ve en ticari nitelikli kitabı. İçinizde uzun bir süre yaşayacak, göze alırsanız tabii.” Stein Roll