Açıklama
Kuzeyle Güney, erkeklerle kadınlar, zenginlerle yoksullar, beyazlarla siyahlar arasındaki uçurum gün geçtikçe artıyor. Doğal zenginlikler acımasızca talan ediliyor; çevre onarılmayacak bir düzeyde kirletiliyor; dünya çölleşiyor; iklimler değişiyor… Batı merkezli ekonomizm söylemi “piyasa” ve yarattığı “kitle kültürü” aracılığı ile bütün dünyayı “rekabete” ve “tüketime” çağırıyor. Yarışmak, yok ederek başarmak ve kâr etmek hayatın tek mümkün amacı sayılıyor…
Mary Mellor ise kapitalizmin insanları hızla “geleceksiz” bıraktığına dikkat çekerek yeni bir “başkaldırı ruhu”ndan söz ediyor. Ulus, dil, din, ırk, cinsiyet, sınıf vb. sınırları yıkarak, hayata “eşit” başlayan, “güç ilişkilerini” değil insanların kişilik ve yaratıcılıklarının önündeki engelleri kaldırmayı temel alan, “duygu” ve “tin”den söz eden bir hayat tahayyül ediyor. Ve “feminist, yeşil bir sosyalizm” projesini tartışmaya açıyor…
“Bugünkü dünya sistemine; özel mülkiyete, kâra ve özçıkara dayalı olan, militarize ulus-devletlerin ayakta tuttuğu patriyarkal kapitalizmin rekabetçi ve bireyci değerleri yön vermektedir. Bu, hem muazzam gelişmeler hem de muazzam yıkım üreten bir sistemdir; ama yaşamı idame ettirebilir bir geleceğe uygun örgütlenme ve değerleri olan bir sistem değildir. Bu göreve yalnızca feminist, yeşil bir sosyalizm uygun düşmektedir.
Bu sosyalizm feministtir, çünkü kadınların yaşam üreten ve yaşamın sürekliliğini sağlayan çalışmalarını tanımakta ve erkeklerin yıkıcı kurumlardaki egemenliğine dikkat çekmektedir. Bu sosyalizm yeşildir, çünkü insanlığın gereksinimleri ile gezegenin bunların sürekliliğini sağlama yeteneği arasında yeni bir denge kurmak için global çapta düşünüp harekete geçmemiz gerekmektedir. Bu sosyalizm sosyalisttir, çünkü dünyadaki bütün insanların toplumsal bakımdan adil ve eşit bir toplulukta yaşama hakları olduğunu tanımaktadır.”
“Mary Mellor’u okumak, anlamaya çalışmak ve açtığı tartışma alanına hassasiyetle yaklaşmak gerekli. Çünkü, söyledikleri bütün sosyalist, feminist ve yeşilleri; eşit, temiz ve sömürüsüz bir dünyayı hedefleyen herkesi ilgilendiriyor.”
Bekir Tarık / Cumhuriyet Kitap