Açıklama
Sen Benle, İstanbul Benimle, insana musallat olan geçmişin, bugünü nasıl etkisi altına alabileceğini gözler önüne seriyor. Romanın başkarakteri Ada, hem İstanbul’a duyduğu hasretin kavurucu etkisiyle hem de Gezi Parkı protestolarında tutuklanmasının ardından süren bir gecelik sorgunun açtığı yaralarla baş etmeye çalışır. Londra’da çağdaş sanat fuarında, biraz acayip, epey cazibeli ama bir o kadar da tükenmiş bir galerici olan Lucian çıkar karşısına. Kısa zaman önce evliliğini sonlandıran Lucian, kırık kalbinin yaralarını alkolle sarmaya çalışır. Ada ise yakın zamanda İstanbul’da gerçekleşecek davanın sonucunu beklerken yüreği ağzındadır. Aralarındaki tutku günbegün derinleşen bu ikili, geçmişteki tercihlerini birlikte gözden geçirirken geleceklerini de hızla şekillendirmeye başlar.
Ada ile Lucian’ın yanında İstanbul ve Londra’yı da canlı karakterler olarak okuduğumuz bu romanda sevgi, kayıp, umut arayışı ve gurbette yaşamanın sancısı, gerçekçi diyaloglarla, güçlü betimlemelerle, sanatçıya ve sanat dünyasına dair çarpıcı gözlemlerle anlatılıyor. Yazar, kullandığı diliyle, karakterlerin dünyalarını ve duygularını apaçık ortaya koyma başarısı gösteriyor.
Sen Benle, İstanbul Benimle, travmaların ve mücadelelerin doğasını keşfe çıkarken dayanıklılığın ve sevginin dönüştürücü gücünü de irdeliyor ve şu sorunun peşine düşüyor: “Yeniden başlamak için neler mümkün?”