Açıklama
Ve hiç kimsesiz, hiçbir şeye sahip olmaksızın, tek bir bavul ve bir kitap sandığı ile aslında herhangi bir meraktan uzak, dünyayı dolaşıyorsunuzdur. Bu nasıl bir hayattır böyle: Evsiz, ailenizden bir şey kalmadan, köpeksiz! Hiç olmazsa hatıraları olsaydı insanın. Ama kimin var ki? Çocukluğu olsaydı, ama o da derinlere gömülmüş gibi. Belki de bütün bunlara ulaşabilmek için yaşlanmış olmak gerekir. Ben ihtiyar olmanın güzel bir şey olduğunu hayal ediyorum.
Otobiyografik öğeler taşıyan, birbirinden bağımsız günlük kayıtlarının, düzyazı şiirlerinin ve ayrıntılı betimlemelerin yer aldığı bu eserde, Danimarkalı hassas genç şair Malte Laurids Brigge, bize Rainer Maria Rilke’nin gözünden Paris’i anlatıyor. Onun Paris’i, toplumdan dışlanan insanlarla, sefaletle, hastalıklarla ve ölümle dolu bir şehir. Bu nedenle Malte Laurids Brigge, tek başına oturduğu küçücük odasından, içsel hesaplaşmalarını, hayattan ve hayallerinden korkularını, dine, sanata, aşka ve ölüme dair düşüncelerini anlatıyor. Rainer Maria Rilke, varoluşun ve sanatın düştüğü kriz ile ilgili, 1910 yılına ait günlük niteliğindeki bu romanıyla, kendisine özgü sorgulayıcı ve şiirsel bir yaklaşımla, o döneme ayna tutuyor ve bize ilk büyük şehir romanını sunuyor…