Açıklama
Bireysel ve grupsal davranışlar hem kendimizi hem de karşımızdakileri tanımlamada tayin edici bir rol oynarken, kültürel bir kimlik olarak Alevilik toplumsal ilişkilerde farklı yaklaşımlara muhatap olmaktadır.Bunun parçası olan önyargılar, siyasi tartışmalardan önce günlük hayatın sıradan ayrıntılarında inşa edilir. Kendini yüceltmek ama buna karşın başkalarını kusurlarla tanımlamak bu inşanın sorunlu ve aynı zamanda parçalayıcı özelliklerinden biridir. Alevilik de bu negatif inşa yönteminin acılarını ve dışlanmışlığını fazlasıyla yaşar.Bu bağlamda Aleviliğin ötekileştirilmesinde “kirlilik” ve “itibarsızlaştırma” özel bir işleve sahiptir.Biz ve ötekiler, doğrular ve yanlışlar, temizler ve kirliler ayırımı, hepsi bu düzlemde yaralayıcı ikilikler olarak açığa çıkmaktadır. Egemen Sünni söylemin Alevilik üzerindeki ötekileştirici dili bu yarayı süreklileştiren unsurlar taşır.Bu konuları ele alan ve Alevilik kimliğine farklı bir yaklaşım sunan bu kitapta Mevlüt Özben meseleye yeni bir boyut getirmekte ve önemli bir boşluğu doldurmaktadır.