Açıklama
Schrödinger’in kedisi yeni fiziğin maskotudur. Kuantum teorisyeni Erwin Schrödinger tarafından kuantum gerçekliğiyle bağlantılı imkânsız görünen bazı bilmeceleri açıklamak için ortaya atılınca, 20. yüzyıl biliminin “hayrete düşüren” bir sembolü oldu.
Schrödinger’in kedisi ışık geçirmeyen bir kutu içinde yaşar. Onun kutunun içinde ne yaptığını göremememiz hikâyenin bir parçasıdır. İçeride kediyle birlikte, onun sağlıklı besinle mi yoksa zehirle mi beslendiğini belirleyen, radyoaktif bir maddenin gelişigüzel bozunması ile çalışan şeytani bir araç vardır. Bozunan parçacık, araçtaki bir elektrik düğmesine çarptığında kedi zehirleniyor, diğer düğmeye çarptığında ise yiyecek elde ediyor.
Sağduyunun günlük dünyasında ve eski fizikte bu ya da şu düğme çalışır ve kedi ya yiyecek ya da zehir yer; sonuçta ya ölür ya da canlı kalır. Fakat Schrödinger’in kedisi kuantum kedisidir; bu yüzden işler onun için böyle yürümez. Kuantum dünyasında, tüm ihtimaller –hatta doğal olarak çelişenler bile– bir arada var olur ve kendine özgü bir gerçekliğe sahiptir. Bu bir arada olabilen kuantum ihtimalleri Schrödinger’in kedisinin aynı anda hem zehirle hem de yiyecekle beslenmesini mümkün kılmaktadır. Sonuçta o, aynı anda hem ölü hem de canlıdır. Her iki ihtimal de birlikte var olur.
Kim Korkar Schrödinger’in Kedisinden? kuantum mekaniğinin kaos ve karmaşa teorisini, görelilik, yeni zihin teorileri ve kozmoloji gibi temel meselelerini herkesin anlayacağı bir dille anlatan nefis bir kitap… Kendimizi, zihinlerimizi ve daha geniş bir düzlemde şeyler arasındaki yerimizi kavramaya davet eden bu çalışma sağduyunun ötesine uzanan dünyalara işaret ederken yeni düşünme biçimleri üzerinde ısrar ediyor…