Açıklama
Kendimizi niçin aldatırız? Aldatırken hem “fail” hem de “mağdur” olmak nasıl bir insanlık halidir? Bu durumu, “kasıtlı bir uyku hali”ne dalmak diye adlandırabilir miyiz?Fingarette, bu kitabında kendini aldatmanın gündelik dildeki göndermelerini çözerken, mevcut çalışmalara özgün katkılarda bulunuyor.Önce, konuya eğilen önceki çalışmaların paradokslar taşıdığını gösteriyor; sonra, bu paradoksallığı gidermek için, kendi yaklaşımının Varoluş felsefesiyle ilişkilendiği noktadan hareketle, “nasıl?” sorusunu bir yana bırakarak, bakışını “neden kişi kendini aldatır?” sorusuna kaydırıyor. Ve, “Kişi, neden bildiği bir şeyi kendisine bile ikrar etmekten kaçınır? Bunu başkaları bir yana kendisine bile söylemeye neden çekinir? Yalan söyleyen kişi kendi yalanına neden inanır?” sorularının izini “kişi olma” mücadelesi açısından sürdürüyor. Zihnin işleyiş biçimi hakkında düşünürken; benlik, bilinçaltı ve kişisel sorumluluk hakkındaki temel fikirlerimizi, suçluluk ve masumiyet hakkındaki ahlâki sınıflandırmalarımızı sorguluyor.Fingarette, Kendini Aldatma’yı, psikolojik, felsefi, etik, nöropsikolojik bağlamlarda değerlendirirken, hem Camus, Molière, Eugene O’Neill gibi yazarların eserlerinden, hem de gündelik yaşamda sıkça karşılaştığımız örneklerden faydalanarak kendini aldatmanın çeşitli yönlerine dikkat çekiyor.Yeni baskısına eklediği “Kendini Aldatma Açıklama Gerektirmiyor” başlıklı bir bölümle de kitabı konusunun vazgeçilmezleri arasına katıyor. Kuşkusuz, kendini aldatma durumunun en can alıcı noktası ise kişinin kendini aldatmayı bıraktıktan sonra neler olacağı…(İçimizdeki kendini aldatma dürtüsünün) varlığından ve faaliyetinden haberdar olmadan ve onun düzenlerine karşı hazırlanmadan insanın duyguları üzerine çalışmaya koyulmak, bir sondaj aleti olmadan, sadece suyun yüzeyine bakarak, denizin derinliklerinin yapısını anlamaya çalışmak gibidir.” Jacques Rivière