Açıklama
Yalnızlığı Paylaşmak
“Ulan” dedim, “ne kadar yalnız kaldık be.”
Cevap gelmedi. Çünkü, durumun doğru tespitini yaşamaktaydım. “Yalnızsın” dedim. “Bana mı diyorsun” dedim sonra da. “Evet” dedim. “Bana diyorum…”
Uyandığımda hâlâ başak burcuydum. Kendimle ilgili bilgimi bununla sınırlamaya karar verdim. Ve ilk defa suç da teşkil etmiyordu bir şeye ait olmak. Aşırıya kaçmam gerekiyordu sanırım. Tabiatım böyle: “Benimki iki ‘ş’ ile yazılıyor.” Başak burcunun özelliklerine bir ara daha geniş bir kaynaktan baksam. Kendimi tanımak için hâlâ geç değil.
Etrafımda son kalanları da böylece kovalamış olabilirim. Gerginim. Sen de öylesin. En azından gerilmeye o kadar hazırız ki. Gergin olmadığımız anlar asıl gergin anlarımızın kısa sigara molaları. Gergin olmak insana haklı hissettiriyor. Hissettirmiyor mu?
“Hissettiriyor.”
“Ze Kuşağı bitse de tekrar A’dan başlasak” dedim. Kimseden cevap gelmemesi fikirleri de geliştirmiyor. Bardağın dolu tarafından bakarsak, bu şekilde sorun çıkması da ihtimal dışı. Bardak boş ama.
Yalnızlıkla ilgili ilk akla gelen şiirden hiç bahsetmeden bu yazıyı tamamlayacağım. Kendime sözüm var. Bu meseleye ilişkin karşı tezlerim de var. Ama biliyorum; hiçbir şey değişmeyecek. Çünkü tartışma olmayacak. Hayat nasıl devam edecek. Sorunsuz. En azından bizim tarafımızdan eklenmiş bir sorun daha taşımayacak zavallı hamal hayat.
“Yalnız olmamız kapitalizmin işine geliyor” dedi bahçemde iki günlükken bulduğum gri kedim Gri. Minik bir danaya benziyor şu anda. Bedava mama veriyorum ya, pozisyonunu kaybetmek istemiyor. “Yalnız değilsin, bak ben varım” diyen görücü usulüyle evlenmiş mecburi çiftiz Gri ile ben. Hava kıştı. Bıraksam ölecekti. “Yalnız olmamız kapitalizmin işine geliyor. Daha çok satış yapıyorlar” dedi Gri yeniden. Bana yaranmak için konuşuyor. “Kedilerden söz etmiyoruz Gri” dedim. Boş baktı kısa süre. Gerindi, uyudu.
“O bir arada’yı ayrı yazmayacaktık!”
Bunu biri evimin duvarına yazıp gitmiş olmalı. Daha yeni boyattık dış cepheyi. Mantoladık. Giydirdik. O giyinince ev de giyinmiş oldu. Ama mantolama yapanların çoğu “mantolama” diyemiyor. Biz de söyleyemeyişlerini çok seviyoruz.
“Her şey sınıfsal” dedim. Her şey oralı olmadı.
Yalnızlık, geçmiyor. Geçsin istiyorum.
O bir arada’yı ayrı yazmayacaktık!