Açıklama
Bir kadın güzel ya da değildir. Güzel değilse, güzelleşmek için elinden geleni yapacaktır. Güzelse, bir gün mutlaka bu güzelliğe veda etmek zorunda kalacaktır. Nasıl ki hiçbir erkek hadım edilme kaygısından kaçamazsa, hiçbir kadın da “güzellik beklentisi”nden kaçamaz. Peki o zaman güzellik nedir? Tarih boyunca pek çok dişil “güzelliğin” doğasını tanımlama girişimi olmuştur. Francette Pacteau, “güzellik” nitelemesine değil niteleme ediminin kendisine odaklanarak bu tip araştırmalara yeni bir boyut kazandırıyor.
Araştırmasının yöntemini psikanaliz kuramı üzerine inşa eden Pacteau basit ve özgün bir önerme geliştiriyor: “Güzellik” kelimesi, birbirinden farklı, özellikle eril olan, semptomları tanımlayan bir terimdir. Kitapta semptom terimi, bastırılanın geri dönüşü anlamında kullanılıyor. Kitap, erkekler tarafından ve onlar için yapılan imgelerde görüldüğü şekliyle güzellik semptomunun nedenbilimiyle ilgileniyor.
Yazar, olumsal anlamda arzu nesnesinden çok, bu nesnenin içinde yer aldığı fanteziyi önemsiyor. “Fantezi”den bahsetmek, tecrit edilmiş “güzel” nesnenin tasarımının ötesinde, o nesnenin yer aldığı “estetik” duygunun sahnelendiği senaryoyu anımsatıyor. Pacteau, güzellik hakkındaki tartışmasını, kadın ve temsilleri arasındaki takasın olup bittiği alana yerleştiriyor; ancak “gerçek” kadın ve onun “gerçek olmayan” imgeleri arasında basit bir karşıtlığa dayanarak sinema, reklam, plastik sanatlar gibi mecralarda kadın imgelerini inceleme gibi geçmiş yıllarda çokça yapılan bir işe soyunmuyor. Yazarın derdi “güzellik”in ta kendisi!
Yazar, Rönesans şiirinden Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sına, Balzac’ın romanlarından Fritz Lang’ın Metropolis’ine, André Breton’un Nadja’sından Jean Paul Goude’un Grace Jones fotoğraflarına kadar sanatın birçok dalında kusursuz dişil güzelliğin imgesine ulaşmak konusunda “yaratıcıların” sonu gelmez çabalarının arkasında duran asıl arzuyu tartışıyor. “Güzellik bakanın gözündedir,” deyişinin altında yatan karmaşıklığı gözler önüne seriyor.