Açıklama
Nüktedanlığı, alaycılığı ve din kaygısıyla İngiliz edebiyatında özel bir yer edinen, New York Times tarafından “Atlas Okyanusu’nun her iki yanında da bir kült figür” olarak nitelenen David Lodge’dan mizahla ve entelektüel enerjiyle dolu bir roman daha… Yazar bu yapıtında akademik hayatı yine fon olarak kullanıyor ve bizi bir kez daha “kıymeti kendinden menkul” akademisyenlerinin dünyasına götürüyor. Bu kez zina, bilinç muamması ve insan kalbinin karmaşasını incelemek için. Düşünce Balonları Lodge’un ilişkilerimizde oynadığımız oyunları keşfe giriştiği bir sosyal komedi… Bu komedinin anti-kahramanı da son derece parlak bir akademisyen. Bir üniversitenin bilişsel bilim alanında çalışmalar yapan prestijli bir merkezinin yöneticisi ve “bilimsel araştırmaların son noktası” olan yapay zekâ ve insan bilinciyle ilgili araştırmalar konusunda aranan bir uzman. Aynı zamanda iflah olmaz bir zampara. Amerikalı karısının sağladığı refah dolu hayat, Ralph Messenger’ın çapkınlıkta sınır tanımamasına engel değildir. Üstelik karısı ile yaşadıkları bölgenin sınırları içinde olmamak kaydıyla, başka kadınlarla oynaşması konusunda bir anlaşmaya varmıştır.Ancak Ralph, kocasının ani ölümünün yasını tutan romancı Helen ile karşılaştığında bu anlaşmanın bir hükmü kalmayacaktır. Helen Ralph’ın taarruzları karşısında uyarılsa da, ahlaki prensipleri dolayısıyla ona karşı koyar. Bu, aynı zamanda ateist bilim adamıyla Katolik romancının da karşılaşmasıdır. Aralarında kurulan bağ bir dizi olayın ve keşfin etkisiyle bozulurken, Ralph’ın yargısının doğruluğunu da teyit etmiş olur: “Asla diğer insanın ne düşündüğünü gerçekten bilemeyiz.”Karakterlerin algılarıyla gerçeklik arasında roman boyunca kendini hissettiren çatışma, gerçek hayatta da geçerli değil mi? Tablonun bütününü nadiren görürüz, olan biteni nadiren gerçekten anlarız. Lodge, yaşamı ve ölümü, aşkı ve kıskançlığı, gizliliği ve dürüstlüğü keşfe çıkarken, başımızın üzerinde duran düşünce balonlarında yazılı olan şeylerin peşine düşüyor.