Açıklama
Bir zincir karın üstünde kızaklar. Dümdüz çekilen bir ip gibi… Kırk düğüm, kırk halka. Git ha git… Türkmen Yaylası biter mi? Eroğlu Yaylası geçildi. Tepeköy Yaylası, o geçildi, Gündeş Yaylası… Onu da geçtiler, Damal Yaylası… Çiçekli, Çavdarlı, Kanlıdereler… Hangisi bitti, hangisi başladı, belli değil. Ne dere, ne tepe… Kar denizi içindeler. Alt kar, üst kar… Kıvrıldı kızak kuyruğu. Yönünü Ulgar’ın eteğine çevirdi… Akşam yaklaşıyordu. Kar durmadan iniyor, arkalarındaki izleri kapatıyordu…
(“Ulgar”dan)
Yayımlandığı dönemde Tahir Alangu’nun “Son yıllarda iyice tıkanıp daralan gerçekçi hikâye anlatımına yeni bir ufuk açıyor” diyerek karşıladığı Dönemeç‘teki öykülerde Ümit Kaftancıoğlu, insanla doğanın, insanla insanın kavgasını anlatır.
Kitaba adını veren ve 1970 yılında, öykü dalında TRT Büyük Ödülü’ne değer görülen “Dönemeç” öyküsünde Cilavuz Köy Enstitüsü’ne girebilmek için gerçekleştirilen zorlu yolculuğu, Ulgar Dağı’nda amansız bir kar fırtınası altında yitip giden Kırklar’ın trajik öyküsünü resmeden Kaftancıoğlu, edebiyat çevrelerince bir yolculuk yazarı olarak selamlanır.
Hasan İzzettin Dinamo, “Türk köyünün büyük edebiyatçılarına kendimce bir ad daha katmış oldum” diyerek başladığı yazısını, “Ulgar”a atıfta bulunarak şöyle bitirir: “Bana koskoca bir roman havasıyla konuk olmuş olan bu hikâye, toplumcu gerçekçiliğin bütün güzelliğini, etkinliğini taşımaktadır. Kollu köyünün Kırklar’ı, kırk öküzüyle ölünceye dek benim içimden bir gözyaşı kervanı gibi aralıksız geçip duracaklardır.”