Açıklama
Beyaz Diş bir köpeğin vahşileştirildiği takdirde nelere dönüşebileceğini anlatan bir hikâye. Bu sarsıcı romanda Beyaz Diş adlı bir köpeğin, farklı insanların eline geçtiğinde ne gibi dönüşümler geçirebileceği; nefretle sevgi arasındaki farkı deneyimlemesi ve içgüdülerinin onu nasıl yönlendirdiği anlatılır. Her sahip yeni bir hayat ve yeni bir içgüdü demektir. Kendisine kötü davranan bir sahibi olduğunda nefretle beslenen ve vahşileşen Beyaz Diş, kendisine sevgiyle yaklaşan bir insanla karşılaştığında vahşiliğinden sıyrılır. Beyaz Diş, annesiyle ayrı düşürülmelerinin ardından zor zamanlar geçirir. Ama bu kötü zamanlarda yaşadığı deneyimlerden hareketle de hayat hakkında kimi hükümlere varır:
Türler sınıflara ayrılmıştı. Bir bölümü kendi türünün öldürüp yediklerini kapsıyordu. Bu bölüm diğerlerini öldüremeyenler ve küçük katillerden oluşuyordu. Diğer bölüm ise kendi türünü öldürüp yiyor veya kendi türü tarafından öldürülüp yeniyordu. Ve bu sınıflandırmadan ortaya bir yasa çıkıyordu. Hayatın amacı et yemekti. Et yaşamın ta kendisiydi. Yaşam başka hayatlarla yaşamı sürdürmekti. Hayat yiyenlerle yem olanlardan oluşuyordu. Ve yasa şöyleydi: YA YERSİN YA DA YEM OLURSUN. Ama bu yasayı hiç düşünmedi bile, onu aklına dahi getirmeksizin sadece yaşadı. Çevresinde hep yasanın hüküm sürdüğünü görüyordu.
“YA YERSİN YA DA YEM OLURSUN” düşüncesini kanıksamış olan Beyaz Diş, geçmişin izlerini, vahşi içgüdülerinin etkisini kolay kolay silemeyecektir ama esas olan şey sevgiye kavuşmak için gösterdiği çabadır…