Açıklama
Türkiye’de resmi tarih yazıcılığının, devletin eğitim politikasının hedeflediği sadece “Ermeni Soykırımı’nın inkârı” değildi, homojen Türk ulusu kurgusunun karşısına çıkan her gerçek ortadan kaldırılmaya çalışıldı. Ermeniler, Rumlar, Kürtler ve Türklük dairesindeki homojenliği bozmaya aday ne gelirse aklımıza, Türkiye milli eğitiminin ağına düşmüş öğrencinin gözünde canlılığı, kültürü, insanlığı hayal bile edilemeyen ayartıcılar, şeytanlar olarak kurgulandı. Bu topraklarda, yok edilmeden önce yaşayan milyonlarca insanın yarattığı, insana dair olan ne varsa ya mülk edinildi ya yok edildi. Bu yıl, 24 Nisan 1915 yılında alınan tehcir kararının yüzüncü yılı. İnkâr, hâlâ resmi politika. Ayrıntı Dergi’nin bu sayısında geçmişe dönük tarihsel bir hakikati ortaya çıkarmak iddiasıyla değil, geleceğe dönük bir çağrı olarak 1915’i ele alıyoruz. Arşiv binasını açarken bizim ne kadar belgemiz var, Ermenilerin ne kadar diyen cumhurbaşkanının mantığıyla değil, eşitlikçi ve özgürlükçü bir politikanın Türkiye halklarının yok edilme tarihinin üzerinden geçilerek inşa edilemeyeceğinin bilinciyle hareket ediyoruz. Hukuk ve tarihe hapsedilmeye çalışılan Ermenilerin yok edilişinin dünden bugüne uzanan bir şimdinin politik uğraşı olduğu iddiasını taşıyoruz.