Açıklama
California Üniversitesi’nde etnomüzikoloji profesörü olan A. J. Racy, Arap Dünyasında Müzik; Tarab Kültürü ve Sanatı adlı kitabında Yakındoğu Arap müziğini müzik-duygu ilişkisi temelinde ele alıyor ve verilerini bir icracı, bir besteci ve kültürlerarası müzik-duygu ilişkisine ilgi duyan bir etnomüzikolog olarak yorumluyor. Edward Said’in “Şark” kavramının kendisinin bile Batılıların “egzotik” ya da kendi kültürlerinin tam karşıtı addettikleri şeyi kapsayan bir Avrupa icadı olduğu şeklindeki sözlerini aktaran yazar, hem Yakındoğu Arap kent müziğine, hem bu müzik etrafında kurulu kültüre, hem de bu müziğin insanlara hissettirdiği duyguya verilen isim olan “tarab”ı tüm bu yönleriyle, ayrıntılı bir şekilde ele alıyor. Arap dünyasının müzik anlayışını ve yoğun duygular uyandırabilen Doğu müziğini, Batılı okura hissettirebilmeyi hedefliyor. “Doğu-Batı kıyaslaması”na yönelik olarak kullanılan “üstün” ve kültürel açıdan ileri” gibi nitelemeleri bir yana bırakarak, Arap dünyasının tarab müziğini bir esrik duygular yaratma sanatı olarak inceliyor.
Kitabın sayfalarını çevirdikçe, incelenen müziğe, kültüre ve müzik-duygu ilişkisine aslında ne kadar aşina olduğumuzu ve Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalan köklü kültür mirasının bizi ne çok noktada birbirimize bağladığını hatırlıyoruz. Tarab müziğinin Türk sanat müziği ve tasavvuf müziğiyle yakın bağlantısı gözler önüne seriliyor. Yazarın rehberliğinde saray icralarına, tasavvuf törenlerine ve evlerdeki tarab celselerine buyur ediliyoruz. Müziği içimizde yaşamayı yeniden öğreniyoruz.
Racy’nin arşivlerden çıkardığı belgeler, sunduğu anekdotlar, müzisyenlerle yaptığı söyleşiler sayesinde bizi XIX. ve XX. yüzyıl tarab müziğiyle buluşturan kitap, tarab müziği eğitiminden, kadınların tarab kültürü içindeki yerine; makamlardan, şarkı sözlerine; türlü icra bağlamlarından, haşiş ve alkolün tarab kültüründeki yerine kadar pek çok konuyu tarihsel gelişimi içinde inceliyor. Bunu yaparken de duygu bileşeninin tüm bu alanlardaki yerini, daha doğrusu merkeziyetini gözler önüne seriyor.
Yazarın Türkçe basım için kaleme aldığı bir önsözün de bulunduğu kitap, hem müzik ya da Arap kültürüne ilgi duyanlar, hem de “Doğu’nun kültürel kökleri”ne doğru müzikal bir yolculuğa çıkmak isteyenler için özgün bir kaynak olma niteliği taşıyor.