Açıklama
2013’ün bitişi de kendisi gibi sarsıcı oldu. 17 Aralık sabahı Türkiye iktidar bloğu içindeki çatışmanın patlamasına uyandı. Ergenekon, Balyoz ve 12 Eylül davalarının ardından önümüze çıkan bu yolsuzluk soruşturması yeni davaları da beraberinde getirecek gibi görünüyor. Görevden alınan emniyet müdürleri, yerleri değiştirilen savcılar… Tam bu sırada ÇHD’li avukatların yaptığı savunma, savunmanın yargıladığı duruşmalardan biri olarak Türkiye tarihinde yerini aldı.
AKP hükümetlerinin iktidarda olduğu dönemde Türkiye siyaseti, iktidarın siyasete çağrı manipülasyonlarının fonunda, ceza mevzuatı içinde yürüdü. Son soruşturmayla hukuk alanının, özellikle ceza hukukunun siyasal savaş meydanına döndüğü, geride bırakılan 6 yılın önemli soruşturmalarından biri daha başlamış oldu. Siyasetin hukukun içine kapatılmaya çalışıldığı birkaç dava daha başlıyor gözüyle bakabiliriz duruma.
Ayrıntı Dergi’nin ikinci sayısında tam da bu nedenle “siyasi dava” mefhumunu merkeze alıyoruz. İddiamız özellikle Ergenekon Davası ile birlikte, tabii daha öncesinde de en çok duyduğumuz eleştirilerden biri olan “hukukun siyasallaştığı” eleştirisinin gerçek bir eleştiri olmadığını göstermek. Tam aksine siyasetin hukuki alana çekildiğini ve kriminalleştirildiğini düşünüyor; siyasal davalar dosyasını “siyasete çağrı” olarak kurguluyoruz. Bu nedenle savunma ve iddianın siyasal stratejilerini temele koyuyor, davalarda izlenecek ya da izlenmiş siyasal stratejiler üzerine kafa yoran metinlere yer veriyoruz.